Ülkemizde son dönemin en popüler konusu olan ve parasını değerlendirmek isteyen herkesin en çok rağbet ettiği Dolar, son dönemlerde gösterdiği sert yükselişler sebebi ile gündemde her zamankinden daha fazla merak konusu olmaya başladı. Yaşanan sert inişler çıkışlar tüm ilginin dolara dönmesine neden olurken, şimdi herkes dolar kurunun önümüzdeki dönemde nereye gideceğini merak ediyor.
Sizlerin de bildiği gibi, ekonominin iyiye veya kötüye gittiğine bakmak için dolar fiyatına bakmak genellikle yeterli oluyor. Her zaman net olarak doğruyu yansıtmasa da, hepimizde “dolar yükseliyorsa ekonomi kötüye, dolar düşüyorsa ekonomi iyiye gidiyor” olarak bir algı var. Doların ülke ekonomisi üzerinde bu denli belirleyici bir etken olduğu aşikar. Durum böyle olunca haliyle herkesin aklına gelen belli başlı sorular var. “Dolar düşer mi?, Dolar ne zaman düşer? Dolar nasıl düşer?”. Bunları birkaç cümle ile sınırlı bırakmayalım ve detaylı bir şekilde ele alalım.
Dolar Ne Zaman Düşer?
Dolar alımı yapıp parasını dolara yatırmayı düşünen her yatırımcının aklında “ben dolar alacağım ama acaba dolar düşer mi ya da biraz beklesem mi” sorusu var. Bu ve bunun gibi sorulara doğru cevabı verebilmek için ilk olarak dolar fiyatını yükselten ve doların düşmesini sağlayan etkenler nelerdir bunları bilmek gerekir. Bunu baz alarak Dolar’ı direkt veya dolaylı yoldan etkileyecek faktörleri inceleyelim;
Dolar’ı Düşürecek Faktörler Nelerdir?
- İlk olarak herkesin tahmin ettiği gibi ABD Merkez Bankası şayet faiz oranlarını arttırırsa Dolar fiyatları yükselir.
- Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası faiz oranlarını arttırırsa Dolar fiyatları düşer.
- Türkiye içerisinde siyasi belirsizlik veya olası bir karmaşa durumunda Dolar fiyatları yükselir.
- Suriye’de Ygp-Pkk sorunu çözülürse Dolar fiyatları düşer.
- Tüm bunlar bir yana Dünya genelinde çıkabilecek savaşlar ve terör olayları da Dolar fiyatlarını yükseltebilecek bir diğer faktördür.
Bu olası etkenleri bilmek dolar fiyatlarını olumlu/olumsuz yönde etkileyebilecek durumlar konusunda bilgi sahibi olmamıza yeterli. Fakat bu demek değil ki söz konusu Dolar’ın düşeceğine dair net bir bilgi verebiliriz. Yalnızca şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; yukarıda maddelendirdiğimiz doları düşüren faktörler gerçekleşirse dolarda düşüş ihtimali oldukça fazladır.
Bunun yanı sıra Dolar’a yatırım yapan/yapmayı düşünen her yatırımcı Dünya piyasalarını takip etmelidir. Yalnızca Türkiye’de iç piyasa takibi ile Dolar’a yatırım yapmak çok yanlış olur. Dolar kuru ile ilgili analistler tarafından yayınlanan güncel dolar analizlerine ve hem uzmanların dolar yorumlarına hem de diğer yatırımcı ve fon yöneticilerinin dolar fiyatı hakkındaki yorumlarına önem vererek takip etmeleri de önemlidir. Bu yüzden için uzman ve yatırımcı yorumlarını kaleme alalım.
Dolar Düşmesi Hakkında Uzman Yorumları
Güngör Uras sıcak para girişinin yavaşlaması ile ilgili açıklayıcı bir yorumda bulundu: “Dolar endeksi yurt dışında 91’lerden 94’lere yükseldi ama bizde dolar fiyatı dünyadan ayrı oluşuyor. Gerçekçi olalım, seçim sonu yapısal ekonomik program hazırlanmadıkça, ekonomik programı destekleyecek en az 30 milyar dolarlık bir Garanti Fonu temin edilmedikçe, biz her günümüzü dolar ne olacak tartışmalarıyla geçireceğiz. Dolar fiyatı ne kadara kadar tırmanır? Bunu tahmin etmek zor. Daha önceleri 4.5 TL sınırı vardı. Sonra 5.0 TL’yi normal gördük. İyi de bu ekonominin hazmedeceği, kabul edebileceği bir sınır olmalı. İşte onu bilemiyoruz. Tek başına değil… Ekonominin diğer sorunlarını çözmeden sadece doları çözmek imkânsız. Ne var ki, şimdi acil dolara ihtiyacımız var. Türkiye’ye sıcak para genelde İngiltere’den geliyor. Buradaki fon yöneticileri yönettikleri fonların bir bölümünü Türkiye’ye gönderiyor. Fon yöneticilerinin sorumluluğu, fonları riske atmamak ve en yüksek getiriyi sağlamak. Fon yöneticileri paraların üretimde kullanılmasını, gelir, döviz yaratmasını böylece gönderilen paranın riske uğramamasını beklerler. Biz son yıllarda gelen sıcak parayı üretimde kullanacak yerde konut yapımı, büyük kamu projeleri ve tüketimde kullanır olduk. Türkiye ekonomik bakımdan riskli ülke kabul edilmeye başlandı. Buna karşı faiz oranlarının yüksek olması, riske rağmen, kısa sürede yüksek getiri fırsatı verdiği için sıcak para girişi devam etti. Türkiye’ye sıcak para gönderenler, bu ekonomik yapıda, bu inşaata ve tüketime dayalı, üretime katkısı olmayan dolarları kısa dönemlerde yüksek getiri cazibesinde değerlendirirken, seçim kararı öncesi bozulan ödemeler dengesi döviz trafiğinin tıkanmasına neden oldu. Türk ekonomisinin çarklarının dönmesi için, her ay yurt dışından, 4 milyar dolar kaynağa ihtiyacımız var. Bu büyüklükte kaynak girişi olmadığında, piyasada döviz kıtlığı hissedilmeye ve dolar fiyatı artmaya başlıyor. Bugünlerde dolar fiyatının arkasında da bu var. Sıcak para girişi yavaşladı. Buna karşı cebinde 100 TL’si de olan, 1000 TL’si de olan dolar yükselecek, yükselince satarım diyerek dolar alıyor. Döviz açığı olan şirketler döviz topluyor. Devletin, kamu kuruluşlarının, bankaların döviz ihtiyacı var. Bu durumda dolar tırmanışa geçiyor. Son zamanlarda önemli gelişmeler oldu:
-Cumhurbaşkanı, Londra’da bankacılara imkân ölçüsünde güven verdi.
- Merkez Bankası, faizi 3 puan artırarak sıcak paranın getirisini yükseltti.
- Başbakan Yardımcısı Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya, Londra’da sıcak para gönderenlerle temasa geçecek.
Tüm bunlar olumlu fakat geçici tedbirler. Yeni “Yapısal Ekonomik Paket” hazırlanıncaya, bu paketi garanti edecek fon oluşuncaya kadar, doların istikrara kavuşması imkansız. Doların nereye kadar tırmanışını sürdüreceğini tahmin etmeye imkan yok. Arz talep sistemi işlemeye devam edecek. Kötü olan doların çıktığı çizgiden çok az aşağıya inmesi. Genelde çıktığı fiyatın biraz altında, biraz yukarısında yeni bir dolar fiyatının oluşması.”
Yukarıda da belirttiğimiz ekonomistlerin ve uzman yatırımcıların yorumlarını okumak böyle bir süreçte son derece önemli. Sizlere önerebileceğimiz Güngör Uras gibi uzman kişilerin yorumlarına http://uzmanpara.milliyet.com.tr/haber/ekonomi-uzmanlari/ sitesinden ulaşabilirsiniz.
Peki USDTRY NE ZAMAN DÜŞER?
Televizyonlarda ekonomi bültenlerini ve programlarını görüyoruz. Kimi uzmanlar dolar fiyatlarının Türkiye’ye karşı bir operasyon olarak arttırıldığını bile iddia edebiliyor. Her halükarda beklenmeyen bütün gelişmeler bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de doların yükselmesine sebep oluyor. Durum böyle olunca “dolar ne zaman düşer?” sorusunun cevabı biraz muallakta kalıyor. Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası’nın düşük enflasyon rakamlarından dolayı, piyasalarda faizleri arttırmama öngörüsü olduğundan, Türk Lirası’nın dolar karşısında değer kazanacağı ve bu durumda da doların, yakın bir dönemde düşüş yaşayabileceği çoğu uzman tarafından tahmin edilmektedir. Ekonomik alanlardaki reformların, gelecek çeyreklerde hızlanacağı yönündeki beklentilerin tüm yabancı yatırımcılar açısından olumlu sinyaller olarak algılanacaktır. Amerika Birleşik Devletleri ile Kuzey Kore arasında yaşanan gerilimin daha da yükselme ihtimalinden dolayı, risk teşkil eden varlıklara olan ilginin, yatırımcılar tarafından azalacağı uzmanlar tarafından belirtilmektedir. Uzmanlar; Türk Lirası’nın ise bu risk iştahı azalma sürecinden etkilenmeyeceği ve bu süreçle başa çıkarak değerini muhafaza edebileceği ve bunun da yine kısa vadede dolar düşer mi sorusunun cevabının pozitif yönde cevaplanması şeklinde olabileceğini belirtebiliriz.
Dolar TL Paritesi Nasıl Düşer?
Hepimizin bildiği gibi son dönemlerde doların önlemez bir yükselişi söz konusu. Dolar nasıl düşer? sorusunun cevabına Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin, “TL değer kaybetmiyor, dolar değerleniyor” açıklaması ile cevap verelim. Zeybekci açıklamasında, TL’nin değer kaybı ifadesinin kullanılmasını yanlış bulduğunu, konunun doların değerlenmesi olduğunu söyledi. “Merkez Bankası’nın ne yapması gerektiğini söylemenin doğru olduğunu düşünmüyorum” diyerek şaşırtıcı bir söylemde bulundu. Bu açıklamalar üzerine “Merkez Bankası’nın en önemli görevinin TL’nin istikrarını ve itibarını korumak olduğunu hatırlatmaya gerek var mı? Merkez Bankası önlem almayacak da hangi kurum bu vazifeyi yapacak? Teşhisi doğru koymak lazım. Sorun sadece doların yükselişi değildir. Doların yükselişi bir sonuçtur. Tıpkı işsizlik, enflasyon ve diğer sorunlar gibi. Problem, ekonominin her türlü kırılganlığa açık hale getirilmesidir. Eğer cari açığımız rekorlar kırmasaydı dolar yükselmezdi. Eğer 1 trilyon dolara koşan iç ve dış borcumuz olmasaydı dolar fırlamazdı. Eğer et, ot, samanı üretseydik doları dizginleyebilirdik. Doların fırlamasının en önemli nedeni dolara olan aşırı taleptir. Kişilerin, ailelerin, şirketlerin, kurumların ve devletin para talebi Milli Para ile karşılansaydı döviz cinsinden paralara bu seviyede ihtiyaç olmazdı. Milli Para devrede olmadığı ve ekonominin finansmanı dövize endekslendiği için dolar yükseliyor. Döviz konusunda Merkez Bankası’nı devre dışında tutmak taşları bağlayıp köpekleri salmaya benzer. Kapitalizmin ürettiği hastalıkları yine kapitalizmin kavramları ve sistemiyle çözmek mümkün değildir. O halde yeni bir sisteme ihtiyaç vardır. Milli Ekonomi Modeli kendine has karakteriyle meselelere yepyeni bir bakış açısı getiriyor. Yeni bakış açısı demek yeni kavramlarla olayları izah ederek çözmeyi gerektiren bir düşünce sistemini zaruri kılar.
Prof. Dr. Haydar Baş, başta iktisadın tanımı olmak üzere Milli Para, yeni para tarifi, sürekli büyüme, senyoraj, emisyon, kaynaklar, üretim-tüketim ilişkileri, devlet ve en önemlisi insanın ekonomideki rolü konusunda devrim niteliğinde yaklaşımlar geliştirmiştir. Bu yeni tanımlar sayesinde kapitalizmin açmazlarını büyük bir vukufiyetle tespit ederek meselenin özüne inmiştir. Ekonomik krizlerin temelini oluşturan faktörleri tek tek tespit ettikten sonra yeni kurallar ihdas ederek daha önce hiçbir iktisatçının yapamadığı dönüşümü başarmıştır. Milli Paranın kullanıldığı ekonomilerde dövize ihtiyaç yoktur. Bir ekonomide farklı para birimlerinin emisyonda dolaşması, bir ülkenin farklı bayrakları dalgalandırmasına benzer tehlikeli bir durumdur. Tek vatan, tek bayrak, tek ordu ve tek dil kavramlarına tek para gerçeğini de eklememiz lazım. “ ifadelerine yer verdi.